Trinidad Iznaga Köyü - Sancti Spiritus Şehri / Küba (06
Şubat-18 Mart 2016)
Biz bu tur için özel bir taksi ile anlaştık.
Tüm gün süren bir tur oldu (70 CUC). Önce şeker vadisini ve burada bulunan eski
şeker fabrikalarını gezdik.
Dünya mirası ilan edilmiş bu bölgede 18 ve
19. yy’la ait birçok şeker fabrikası binası bulunuyor. Bizim gittiğimiz
fabrikada restorasyon çalışmaları devam ediyordu. Fotoğraflarda çalışan bir
işçi göreceksiniz. Beton atılmış bir bölümde küvet şeklinde bir deliği onarıyordu. “Patronun banyosunu tamir ediyorum. Eskiden patronlar burada yıkanıyormuş” diye açıklamada bulundu. Afrika’dan getirilen köleler
burada oldukça zor şartlarda ve insanlık dışı bir muamele görerek çalıştırılmış.
Bu vadiye Valley De Los İngenios ismi veriliyor. Daha sonra seyir kulesine gidip etrafı izledik.
Kenar mahallelerden görüntüler.
Yukarıdaki ailenin yaşadığı ev burası. Önünde bulunan taşların üzerinde aile bireylerinin isimleri yazıyordu.
Biz kulenin yan tarafındaki bir Afrika
restoranında yemeğimizi yedik. Canlı Afrika şovu izledik. Çok zevkli dekore
edilmiş bu restorana gitmelisiniz. Burası benim Küba’da unutamayacağım
yerlerden biri oldu. Yemekler harika
ücretleri çok uygundu. İç dekorasyon biraz müzeyi andırıyor. Afrikalı köleler için kullanılan kilit, zincir
ve anahtarlar, tablolar kullanılmış. Bahçede Afrika müziği dinlerken gerçekten
unutulmaz anlar yaşadım diyebilirim. (Bar Restauran PALADAR-Comıda Crıolla).
Iznaga köyü Trinidattan yaklaşık 30 dakika
sürüyor. Yaşayanların çoğu Afrika
kökenli kölelerin torunları. 18.yy da inşa edilmiş Macana-Iznaga kulesine (kişi
başı 2 CUC) karşılığında tırmanabilir yukarıdan manzarayı izleyebilirsiniz. Bu
kule, çalışan Afrikalı kölelere işe başlanma ve bitiş zamanını bildirmek için
kullanılıyormuş.
Iznaga’dan, Küba’da sadece burada ve
Trinidat’ta bulabileceğiniz kıyafet ve işli örtüler, delik işi masa örtüleri
alabilirsiniz.
Iznaga’ya yarı açık turist trenini kullanarak
da gelebilirsiniz. Tren Trinidad’tan kalkıyor.
Iznaga’dan yaklaşık 45 dk süren bir yolculukla Sancti Spiritus’a geçtik. Küba’da gördüğüm en temiz şehir burasıydı. Yere atılmış tek bir çöp, neredeyse bir toz zerresi dahi yoktu diyebilirim.
Bu şehirdeki gezimize kilisenin yanında bulunan okulu gezerek başladık. Öğrenciler fotoğraf çektirmek için poz verdiler. Sınıfları beğendim. Sınıflar geniş ve her sınıfta bir televizyon var. Bu televizyonları eğitimde kullanıyorlar. Gerçi ülkede seri bir şekilde işleyen internet sistemi yok (eski tip tüplü televizyonlardan).
Bahçenin sonunda revir ve içinde iki tane
sağlık görevlisi vardı.Bir öğrenci ile ilgilendikleri için içeri girmemize izin
vermediler. Okul, duvar panoları ve
öğrencilerin ilgisini çekebilecek karton maketlerle süslenmişti (fotoğrafları
görünce şaşırmayın, Küba’yı
değerlendirirken 1960’lar da yaşayan gerçekten zamanın durmuş olduğu bir ülke
olduğunu göz ardı etmemek faydalı olacaktır). Bilindiği üzere oldukça iyi bir
eğitim alıyorlar. Özellikle de sağlık alanında.
Biraz ilerleyince iki tarafının dükkanlarla
kaplı olduğu bir caddeye geldik. Geniş bir cadde olduğundan orta bölüme
insanların dinlenebilmesi için oturma alanları yapmışlar. Burada pina colada
içmenizi tavsiye ederim.
Bu caddenin sonunda merkez park ve bu parkın etrafında
restore edilmiş binalar var. Bu binalardan iki tanesi müze. Biri doldurulmuş
hayvan müzesi diğeri ise arkeoloji müzesi. İkisini de gezdik. (girişler kişi
başı 2 CUC, fotoğraf çekecekseniz ayrıca para ödemeniz gerekiyor 2 CUC).
Şehrin geri kalanını bici taksi ile gezdik. 2
saatlik gezi ücreti 4 CUC. Şehrin kenar mahalleleri de oldukça bakımlı.
Şehir merkezi dışında kalan bölümde halkın
kullandığı dondurmacılar, pizzacılar, hamburgerciler, berberler, mağazalar var. Buralarda yemek yerken halk parasını
(CUP) rahatlıkla kullanabilirsiniz. 1 CUC=25 CUP 2 orta boy pizza
yiyebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder